Vücudun muntazam emek harcaması için lüzumlu olan hormonların seviyesi buluğluk yada hamilelik benzer biçimde naturel durumlar ve çeşitli hastalıklar sebebiyle bozulabiliyor. İşte hormonal bozukluğun emareleri.
Hormonların aşırı yada yetersiz üretimi dengesizliklere yol açabilir. Sadece yaşamın her süreci ve her döngü değişik olduğundan tedavi de değişik etkenlere bakılırsa yapılır.
Hormonlar, endokrin sistemin bezleri (kana hormon salma kabiliyetine haiz tüm organlar) tarafınca üretilen kimyasal maddelerdir. Vücuda iştah, kalp hızı, uyku, libido, ruh hali, stres düzeyi ve hatta vücut ısısı ile ilgili mesajlar iletmek için kan yöntemiyle dokulara ve organlara giderler.
Hem hanımefendiler hem de erkekler hormonal bozukluklar yaşayabilir, sadece hanımefendiler değişik endokrin organlara ve döngülere haiz oldukları için erkeklerden değişik hormonal dengesizlikler geliştirme riski altındadır.
Hormonlar arasındaki ilişkiler karmaşıktır, zira yaşamın değişik zamanlarında naturel olarak dalgalanırlar. Her yaşam süreci benzersizdir ve hormon seviyeleri birazcık farklıdır.
HORMONAL DENGESİZLİK NEDİR?
Hormonal dengesizlikler, kanda oldukca fazla yada oldukca azca hormon olduğunda ortaya çıkar. Hormonların aşırı yada yetersiz üretimleri vücutta mühim yan etkilere niçin olabilecek dengesizliklere yol açabilir.
Bilhassa hanımlarda buluğluk, menstrüasyon yada hamilelik esnasında hormonal dengesizlikler ortaya çıkar. Bazı kişiler ise devamlı olarak problemler yaşar. Yaşam dönemleri ve bazı hastalıklar (diyabet, tiroid bozukluğu, polikistik over sendromu vb.) bilhassa hanımlarda hormonları etkileyebilir.
HORMONAL DENGESİZLİĞİN NEDENLERİ
Hanımefendiler ve erkekler insülin, steroidler, gelişme hormonları ve adrenalin ile ilgili problemler yaşayabilir. Hanımefendiler çoğu zaman östrojen ve progesteron dengesizlikleri yaşarken, erkekler için bu mesele testosterondur.
Yaşam seçimi ve bazı çevresel faktörler de hormonal dengesizliklerde rol oynayabilir.
Hormonal dengesizliklerin en yaygın sebepleri şunlardır:
– Stres
– Diyabet
– Tiroid bozuklukları
– Anoreksiya
– Cushing yada Turner sendromu
– Addison hastalığı
– Alerjik reaksiyonlar
– Ciddi enfeksiyonlar
– Endokrin bezlerinde tümörler, kanserler ve kistler
– Sağlıksız beslenme
– Aşırı kilo
– Toksinlere yada kimyasallara maruz kalma
– Soya ürünlerinin aşırı tüketimi
HORMONAL DENGESİZLİĞİN EN YAYGIN BELİRTİLERİ
Hormonal dengesizliğin emareleri, hangi bezlerin ve hormonların etkilendiğine bağlı olarak değişmiş olur. Hormonal dengesizliği teşhis etmek için bir kontrol yaptırmak gerekir.
Bir hormonal dengesizliği fark edebilmenizi sağlayacak en yaygın emareler şunlardır:
– Sebepsiz kilo alımı yada kaybı
– Aşırı terleme
– Uyku bozuklukları
– Soğuğa ve sıcağa karşı daha çok duyarlılık
– Cok kuru cilt
– Deri döküntüleri
– Sebepsiz bitkinlik
– Sinirlilik
– Baş ağrısı
– Daha sık idrara çıkma
– Şişkinlik
– Daha azca libido
HORMONAL DENGESİZLİK NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Hormonal dengesizliğin tedavisi, nedene bağlı olarak değişmiş olur ve her bir hormonal dengesizlik durumunda tedavi bireysel olarak hazırlanmış olur. Bu tür bozukluklarla ilişkili emareleri azaltmak için çeşitli ilaçlar da satılmaktadır. Hormon replasman ilaçları da bunlar arasındadır.
Hormon replasman tedavisi esas olarak sıcak basmaları ve gece terlemelerini tedavi etmeye destek verir. Lüzumlu durumlarda antidepresan tedavisi de tavsiye edilir.
Hormonal bozuklukları yada dengesizlikleri tedavi etmek için yaşam tarzında da değişim yapmak gerekir. Bilhassa kalsiyum ve D vitamini açısından varlıklı dengeli bir rejim izlenmelidir. Sıhhatli bir kiloyu korumak, tertipli egzersiz yapmak, stresi yönetmek ve işlenmiş gıdalardan uzak durmak gerekir.
Nelerden kaçınılmalı yada azca tüketilmeli?
– Alkol: Kortizol (stres hormonu) seviyesini artırır. Bu artış tansiyonu yükseltir ve vücutta yağ birikimine niçin olur.
– Kahve: Kortizol ve adrenalin üreten adrenal bezleri uyarır.
– Rahat şekerler: Kandaki şeker seviyesini düzenleyen insülin (pankreas tarafınca üretilen hormon) üretimini uyarır. Tüketimleri aşırı olduğunda, aşırı insülin üretilir ve bu da yağ depolanmasına ve uzun solukta pankreasın ve insülin rezervlerinin tükenmesine niçin olur. Gazlı içecekler, tatlılar ve reçeller tüketilmemeli yada azaltılmalıdır.
Öncelik verilmesi gerekenler:
Probiyotikler: Bağırsak florasını yeniler, vücuda yararlı ve kan şekerini düzenlemede görevi olan bakterileri çoğaltır. Yoğurt ve kefir benzer biçimde fermente süt ürünleri ve lahan turşusu benzer biçimde gıdalarda naturel olarak bulunur.
Prebiyotik tesiri olan yiyecekler: Kuşkonmaz, pırasa, enginar, mercimek, fasulye, muz, yulaf, tam buğday ekmeği.
Yeşil sebzeler: Kortizol seviyelerini düzenlemeye destek verir.
Yağlı tohumlar: Östrojen seviyelerinin düzenlenmesinde rol alırlar.
İyotlu gıdalar: Tiroidin (enerji metabolizmasında rol alır) işleyişini düzenlemeye destek verir. Çilek, patates, balık, yumurta sarısı (pişmiş) ve deniz tuzu tüketilebilir.
Omega 3 açısından varlıklı besinler: Kortizol seviyelerini düzenler. Balık, zeytinyağı, keten tohumu yağı ve ceviz tüketilebilir. Ek olarak Hindistan cevizi yağı ile pişirme yapıldığında tiroidin muntazam çalışmasını elde eden yağ asitlerini sağlayabilir. Çuha çiçeği yağının da osteojenler üstünde tesir (premenstrüel sendromlar, menopoz vb.) gösterdiği bilinmektedir.
Hormonal dengesizlik yaşam standardını etkileyen hastalar için ruhsal destek de oldukca yararlı olabilir.